Türkiye’de Afrika ülkeleri nasıl algılanıyor? Afrika ülkelerinde, Türkiye’nin politikaları, Türkiye içinde de karşılığını buluyor mu? Türkiye’de Afrika Algısı Nasıl? Türkiye, resmi mercilerde Afrika ülkelerine göre değişen politikalar oluştursa da Türk kamuoyunun gözünde Afrika ülkeleri, genel olarak tek bir Afrika’yı temsil ediyormuş gibi düşünülüyor. Ayrıca resmi kurumların da Afrika ülkeleri ile ikili görüşmeleri fazla yapılmamaktadır. Afrika ülkelerinin, Türkiye ziyaretleri genellikle zirveler sayesinde yapılmaktadır. Zirvelerde ise Afrika ülkelerinin çoğunluğu temsil edilmektedir. Böylece Türk kamuoyunun Afrika ülkelerine olan bakış açısında değişim gözlenmektedir. Nasıl ki, Türkiye’nin Afrika ülkeleri üzerindeki imajı önemliyse, Afrika ülkelerinin de Türkiye üzerindeki imajı önemlidir. Çünkü ülkeler arasındaki ilişkiler karşılıklı olarak gelişirse devamlılık sağlar. Afrika kıtasında 54 ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerden toplamda 38’inin Türkiye’de büyükelçiliği bulunmaktadır. Fakat bu büyükelçiliklerin, Türkiye’de ülkelerini tanıtım faaliyetleri yok denecek kadar az bulunmaktadır. Bu konuda Japonya ve Güney Kore büyükelçiliklerinin faaliyetleri göze çarpmaktadır.
Türkiye, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirirken, kendi kamuoyu bilinçlendirme konusunda ne yazık ki geride kalmaktadır. Türkiye’de Afrika’ya yönelik bilinçlenmenin geride kalmasının temel nedeni ise bu alanda yapılan tanıtım çalışmalarının az olmasıdır. Ayrıca Türkiye’de Afrika alanında akademik, düşünce kuruluşları ve medyadaki çalışmaları, kıtaya yönelik son 20 yılda diplomasi, insani yardım ve ticaret gibi alanlarda atılan adımlarla kıyaslandığında, istenilen hedefe ulaşmamıştır. Üniversiteler bünyesinde Afrika’ya dair bir enstitünün henüz açılmamış olması, Afrika üzerine çalışma yapan düşünce kuruluşlarının insan kaynağı ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle yeterli çıktı elde edememesi, akademik istihdamlarda Afrika alanında uzmanların istihdam edilmemesi bu durumun açık göstergesidir (Kavak, 2023, ss.222-256). Türkiye’nin resmi kurumları, Türkiye kamuoyunda Afrika ülkeleri üzerine bilinçlenmenin gelişmesi için öncülük etmesi gereklidir. Örneğin, Dünya genelinde kutlanan 20-27 Mayıs Afrika Haftasını, resmi kurumların öncülüğünde verimli bir şekilde gerçekleştirilebilir. Afrika ülkelerinin yerel yönetimleri ile Türkiye’nin yerel yönetimleri arasındaki ikili ilişkiler geliştirilebilir. Türkiye’nin kamuoyu Afrika ülkeleri konusunda bilinçlenmesini ne kadar artırırsa bugüne kadar Afrika ülkeleri üzerine bilinçlere kazınmış olan olumsuz genel yargılar düzeltilebilir. Türkiye’de Afrika üzerine akademik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları vardır. Fakat bu çalışmaların, üniversitelerle olan işbirliklerinin atması da gerekmektedir.
Türkiye’deki Afrika algısı, tarihsel sürece göre değişmektedir. Sömürge döneminin getirisi olarak, tüm dünyanın Afrika denince akılda belirmesi istenen profil, Türk kamuoyunda da kendini göstermektedir. 1970-1980’li yıllarda Türk kamuoyunda Afrikalılar, televizyon sektöründe görüldüğü gibi “Arap bacı, zenci” tabirleriyle ifade edilmektedir (Kavak, 2023, ss.222-256). 1990’lı yılların sonlarından itibaren Türk STK’larının Afrika’da çalışmalarının başladığı görülmektedir. Bu STK’ların Afrika çalışmalarını gösterirken Afrika’nın “ yardım edilmesi gereken bir kıta, yoksunluk ve yoksulluk” imajı yaratmaları Türk kamuoyunda da Afrika ülkelerinin yardıma muhtaç, yoksul ülkeler olarak kodlanmasına neden olmuştur (Kavak, 2023, ss.222-256). Günümüzde bu bakış açısı, Afrika üzerine yapılan çalışmaların artmasına paralel olarak değişmektedir. Fakat yine de Türk kamuoyu genel olarak, Afrika ülkelerinin genelinin yardıma muhtaç, kıtlık, su sorunu ve açlık sıkıntısı çeken ülkeler olarak tanımlamaktadır.
Türk kamuoyu, Türkiye’de bulunan farklı Afrika ülkelerinden olan insanları sıcakkanlı karşılamaktadır. Genel olarak Türkiye’de bulunan siyahi öğrencilerde de bunun yansıması görülmektedir. Türkiye’de Afrika’ya karşı olan olumsuz yargılar, Türkiye’de bulunan Afrika ülkelerine mensup kişiler ile de giderilmeye çalışılmaktadır. Afrika’yı Türkiye’ye doğru bir şekilde tanıtmak elzemdir. Bu sebeple Türk resmi kurumlarının öncülüğünde Afrika üzerine çalışmalar yapan STK’lar, Afrika’yı Türkiye’ye tanıtacak projeler ve etkinlikleri düzenli olarak yapmalıdır. Ayrıca Türkiye’de bulunan üniversiteler içinde de bu çalışmalar yürütülmelidir. Her üniversitede hem Türk öğrenciler hem de Afrikalı öğrencilerin birlikte yürüttüğü kulüp çalışmalarının yapılması gerekir. Bunun yanında Afrika ülkelerine mensup öğrencilerin, Türkiye’de eğitim gördüğü gibi, Türk öğrencilerin de Afrika’daki okullarda eğitim görmesi gerekir. Avrupa’nın yaptığı Erasmus uygulaması gibi Türkiye ve Afrika ülkeleri arasında resmi bir çatı çevresinde bu çalışmalar yürütülebilir.
Türkiye’de Afrika’ya olan algıdaki bu olumsuz bakış açısı iş dünyasına da yansımaktadır. İş dünyasında Afrika ülkeleri, her şeyden yoksun bölgeler olarak kabul edilmekte ve bu durum da Afrika’ya her şeyi satabilecekleri algısını oluşturmaktadır. Afrika’da üretimin olmadığını varsayan bu algıya göre, Afrika’dan ithalat mümkün değildir ve Afrika’yla karşılıklı ticareti değil; Afrika’ya ihracat öncelenmelidir. Bu çerçevede ilgili kurumların da Türkiye sermayesini Afrika’ya taşıma gayretinde olduğu; ancak buna karşın Afrikalı yatırımcıları, Türkiye’ye çekme konusunda yeterli gayretin içinde olmadığı değerlendirilmesi yapılmaktadır (Kavak, 2023, ss.222-256). Ülkeler arasında ilişkiler karşılıklı olarak geliştiğinden, bu bakış açısından kurtulup, Afrika ülkelerine mensup yatırımcıların da Türkiye’ye çekilmesi gerekir. Son dönemde Türkiye’de ekonomik sıkıntılar nedeniyle, milliyetçilik yükselişe geçmiştir. Bu durum başta Suriyeli mülteciler olmak üzere ülkemizdeki diğer göçmenleri de etkilemektedir. Afrika ülkelerine mensup bireylerde zaman zaman bu tutumlarla karşılaşmaktadırlar. Türk kamuoyu her zaman farklı milletlere hoşgörü ile yaklaşmıştır ve ırkçı bir millet olamamıştır. Fakat özellikle ekonomik sıkıntılar nedeniyle karşılaşılan bu nahoş durumlar, resmi kurumların müdahalesiyle önlenmelidir.
Özetle ve sonuç olarak, Türkiye’de Afrika algısı, son dönemdeki çalışmalarda; resmi kurumlar, akademik çalışmalar ve sivil toplum kuruluşlarında doğru bir zeminde ilerlemektedir. Fakat Türk kamuoyunda, bu çalışmaların karşılığı tam anlamıyla görülmemektedir. Türk kamuoyundaki, Afrika algısını düzeltmek için hem Türk resmi kurumları hem de Afrika ülkelerinin resmi kurumları öncülük etmelidir. Üniversiteler, Afrika üzerine çalışmalara zemin hazırlamalıdırlar. Türkiye’de Afrika üzerine çalışmalar yapan STK’larda Türk kamuoyunu bilinçlendirme konusunda planlı ve düzenli çalışmalar yapmalıdır.
KAYNAKÇA
- Kavak,Gökhan. “TÜRKİYE’DE “AFRİKA ALGISI” VE AFRİKA’YA YÖNELİK BAKIŞ (21. ASRIN İLK ÇEYREĞİ)” Dergipark, Cilt: 7 Sayı: 1, 222 – 256, 29.05.2023.
Eda Nur YILDIZ
Comments