Sudan Kuzey Afrika’nın önemli ülkelerinden biridir. Başkenti Hartum olan Sudan’ın sınır komşuları kuzeyden Mısır, Doğudan Etiyopya ve Eritre, Batıdan Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, Güneyden ise 2011 yılında iç savaş sürecinde bağımsızlığını kazanarak Sudan’dan ayrılan Güney Sudan’dır. Sudan’da çıkan iç savaşın ardından Güney Sudan bağımsızlığını kazanmış, Sudan ise yüz ölçümü bakımından Afrika’nın ikinci en büyük ülkesi haline gelmiştir.

Etnik bakımdan çok farklı grupların bir arada yaşadığı Sudan 1 Ocak 1956 tarihinde İngiltere ve Mısır’ın egemenliğinden çıkarak tam bağımsızlığını kazanmıştır. Ancak bağımsızlığını kazandıktan sonra sürekli olarak devam eden etnik çatışmalar Sudan’ın siyasi gündemini belirlemiştir. Yarım asırdır süren bir iç savaş ve yönetimdeki istikrarsızlıklar Sudan’ın adından uluslararası güvenlik sistemi açısından sıkça söz edilmesine sebep olmuştur. Öyle ki Sudan zengin yeraltı kaynaklarına sahip fakat bu kaynakları siyasi istikrarsızlıklardan dolayı kullanamayan bir Afrika ülkesidir. Üst üste gelen darbe girişimleri ve protestolar Sudan’da birçok soruna sebep olmuştur. 17 yıl süren bu iç savaşın ardından Adis Ababa anlaşması ile iç savaşın sona erebileceği umudu olsa da bu anlaşma sadece 10 yıl kadar barışı koruyabilmiştir. 10 yıl sonra iç savaş tekrar kendini göstermiştir. Sudan’ın güneyi ve kuzeyi arasında devam eden ve yarım asır süren iç savaş sürecinin ardından yapılan referandumda 2011 yılında Güney Sudan’ın bağımsızlığını kazanarak Sudan’dan ayrılması kararlaştırılmıştır. Ömer El-Beşir döneminde petrol arama çalışmalarına izin verilmesi Sudan için önemli bir gelişme olmuştur. Fakat kısa bir süre sonra Güney Sudan’ın bağımsızlığını ilan ederek ayrılması petrol gelirinin dörtte üçünün kaybedilmesine sebep olmuştur.

Sudan’ın önemli sorunlarına değinirken ülkede 30 yıl iktidarda kalan ve darbe ile gelip darbe ile yönetimden ayrılan Ömer El Beşir de Sudan’da önemli bir isimdir. 1944 yılında Sudan’ın başkenti Hartum’un kuzeyindeki Havaş Banga adında bir köyde dünyaya gelen Ömer Hasan Ahmed el-Beşir Sudan tarihinde en uzun süre görevde kalan devlet başkanı olmuştur. El Beşir gençlik yıllarında Harp okuluna giderek askeri eğitim almış ve Sudan ordusunda çeşitli görevlerde bulunmuştur. Ayrıca 1973 yılında Arap-İsrail savaşı sırasında Mısır ordusunda yer almıştır. El Beşir askeri kimliğinin yanı sıra 30 Haziran 1989 tarihinde seçimle iktidara gelen hükümete karşı yapılan darbede Devrim Komutanlığı Konseyi’nin(RCC) başkanı olmuştur.

Sudan Başbakanı Sadık El Mehdi’ye düzenlenen darbe sürecinde El Beşir otoriter bir tutum sergileyerek tüm siyasi partileri askıya almış ve gazetecileri tutuklamıştır. Ardından Nisan 1990’da ordu içerisindeki muhalifler tarafından darbe girişimine uğramış ancak bu olayı da atlatarak darbe girişiminden sorumlu tutulan 30 kişiyi idam etmiştir. 1993 yılının Ekim ayında Devrim Komutanlığı Konseyi feshedilerek Konsey Başkanı olan El Beşir devlet başkanı olarak atanmıştır. 1996 yılının Mart ayında yeniden başkan seçilerek 1999 yılında müttefiki olan Hasan El Turabi’nin cumhurbaşkanı aleyhinde sunduğu yetkilerinin sınırlandırılması yönünde yasa önerisi sunmasının ardından parlamento dağıtılmıştır. 2000 yılında yapılan seçimlerde ise yeniden başkan seçilmiştir.

Sudan’da geçmiş yıllardan bu yana yönetim daima Arap asıllı Müslümanların elinde olmuştur. İktidar olan hükümetler ve askeri cuntalar, etnik ayrımcılık, sosyal baskı ve marjinalleştirme politikaları ile Hristiyan Afrikalılar ve Darfur’da yaşayan Arap olmayan Afrikalı yerli halk üzerinde kontrol sağlamaya çalışmıştır. Ayrıca, bu toplulukların temel hak ve özgürlük arayışlarına neredeyse soykırıma varan ‘etnik temizlik’ yöntemleri ile karşılık verilmiştir (Human Rights Watch, Darfur Destroyed: Ethnic Cleansing by Government and Militia Forces in Western Sudan, 2004, 42-9). Ülkenin kurulduğu yıldan 1972 yılına kadar yaşanan süreç “Birinci İç Savaş Dönemi”, 1972 tarihinden 1983 yılına kadar olan süreç ise “Geçici Barış Süreci” olarak adlandırılmıştır. Barış sürecinin ardından 2005 yılına kadar devam eden “İkinci İç Savaş Dönemi” başlamıştır. Bu süreçte iktidarda olan El Beşir hükümetine karşı Sudan’ın Darfur Bölgesi’nde başlayan ayaklanmalar çok sert biçimde bastırılmıştır.

Darfur Bölgesi’ndeki Arap-Müslüman olmayan, yerel Afrikalı halk, SLM ile JEM örgütlerinin öncülüğünde gerçekleştirilen eylemler ile hükümet güçlerine karşı silahlı mücadele sürdürülmüştür. Bu çatışmalarda, 50.000 ile 200.000 arasında sivilin Sudan güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü açıklanmıştır. 1.650.000 kişi güç kullanımı ile yaşadıkları bölgeyi terke zorlanmış, 2.000.000 kişi de mülteci statüsünde Çad’a göç etmiştir (Cryer, 2006, s.197). Ekim 2007’de isyancılar ve hükümet arasında başlayan barış görüşmelerinden istenen sonuç elde edilememiştir. Sudan Hükümeti’nin direnişi bastırmak amaçlı uyguladığı güç politikalarının ardından BM Güvenlik Konseyi 31 Mart 2005 tarihinde, BM Sözleşmesi Bölüm 7 ve Roma Statüsü Madde 13(b)’ye dayanarak, ICC’yi Darfur Krizi’ni soruşturmakla yetkilendirmiştir.(Ssenyonjo, 2010, s.206) 14 Temmuz 2008 tarihinde Darfur Sorunu’ndan El Beşir sorumlu tutulmuş, 4 Mart 2009 tarihinde El Beşir hakkında tutuklama kararı çıktığı duyurulmuştur.

Bir yıl aradan sonra 12 Temmuz 2010 tarihinde ikinci bir tutuklama emri verilmiştir. Dava halen görevde olan bir devlet başkanının dokunulmazlık haklarına halel getiren bir uygulama olarak algılanması sebebi ile önemli bir tartışma konusu olmuştur. Ayrıca karar, Konsey’in yetkisi ile ICC’ye taşınan ilk karar olması açısından da önem arz etmektedir (Aksar, 2005, s.13). Muhalefet protestolarının zirvede olduğu 2015 yılının Nisan ayında yapılan seçimlerde çok düşük katılım ile El Beşir yeniden devlet başkanı seçilmiştir. El Beşir’in iktidarda olduğu süreç olan 16 Aralık 2018’de Suriye’de gerçekleşen iç savaşın başlangıcından bu yana Suriye’yi ziyaret eden ilk Arap lider Ömer El Beşir olmuştur. 22 Şubat 2019’da Sudan’da aylarca süren protestoların ardından olağanüstü hal ilan edilmiştir. Ömer El Beşir’in iktidarının son bulmasını tetikleyen durum ise devlet başkanının görevden ayrılmasını isteyen on binlerce kişinin barışçıl eylemler düzenleyerek Hartum’daki Genelkurmay Başkanlığı binasının etrafında gösteriler düzenlemeleri olmuştur. Ardından 1 Mart 2019’da El Beşir’in 30 yıllık iktidarı son bulmuştur. 11 Nisan 2019 tarihinde yapılan askeri darbe ile Sudan ordusu, El-Beşir’i tutuklamıştır. Tutuklamanın ardından Sudan Savunma Bakanı Ahmed Avad bin Avf, Beşir hükümetini feshederek geçici hükümeti kurmuştur. 14 Aralık 2019’da devrik lider El-Beşir yolsuzluk suçlaması ile yargılandığı mahkemede 2 yıllık hapis cezasına çarptırılmıştır.

 

Aleyna KAYADELEN

 

KAYNAKÇA

Çelik,Ş “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Tutuklama Kararıyla İlgili Bir Değerlendirme: Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir Örneği”. Güvenlik Stratejileri Dergisi 7(2011):87-100

Human Rights Watch, Darfur Destroyed: Ethnic Cleansing by Government and Militia Forces in Western Sudan, 2004, 42-9

Robert Cryer, “Sudan, Resolution 1593 and International Criminal Justice”, Leiden Journal of International Law, 19, 2006, 197, doi:10.1017/ S0922156505003237

Yusuf Aksar, “Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulamalarına Genel Bir Bakış”, Uluslararası Hukuk ve Politika, Cilt:1, No: 3, 2005, s.1 -14.

Alex de Waal,(2019.12Nisan). “Sudan’da askeri oligarşi nasıl iktidarda kaldı, hangi ülkeler kaybetti?BBCNews

“Ömer el Beşir kimdir? Sudan’ın darbeyle gelip darbeyle giden 30 yıllık devlet başkanı(2019.11Nisan). Bu haber yandaki sayfadan alınmıştır: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47893273

Orta Etiyopya’da Çıkan Çatışmada Siviller Hayatını Kaybetti

Previous article

Sisi Gazze’den Mısır’a göçün Batı Şeria’dan Ürdün’e göçü riske atacağı uyarısında bulundu

Next article

Comments

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in Analiz