Türkiye’nin 100. kuruluş yıl dönümü, Cape Town Başkonsolosluğumuz tarafından Cape Argus gazetesinde yayımlanan sekiz sayfalık özel bir ek ile kutlandı. Ekte, Türkiye’nin tarihi, kültürü, ekonomisi ve turizmi hakkında bilgiler yer aldı.

Türkiye, 29 Ekim 2023’te Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılını kutladı. Bu özel yıldönümü, Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki temsilcilikleri tarafından çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Cape Town’da, T.C. Cape Town Başkonsolosluğu tarafından hazırlanan “Yüzüncü Yıl Türkiye Özel Eki”, Cape Argus gazetesinde iki gün boyunca yayımlandı. Sekiz sayfalık ek, Türkiye’nin tarihi, kültürü, ekonomisi ve turizmi hakkında kapsamlı bilgiler içeriyordu. Yayımlanan bu içeriği AFROSAM olarak siz değerli okuyucularımız için çevirdik. Keyifli okumlalar.

Karşılıklı destek ve dayanışmayı kutluyoruz 

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanının yüzüncü yılını kutladığımız bu günlerde, Türkiye-Güney Afrika ilişkilerinin mevcut durumunu Güney Afrikalılarla paylaşmaktan onur ve memnuniyet duyuyorum.  

Bu yıl, Dışişleri eski Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun, mevkidaşı Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Sayın Dr. Naledi Pandor’un daveti üzerine 9-10 Ocak tarihlerinde Güney Afrika’ya gerçekleştirdiği verimli ikili ziyaretle başladı. Ziyaret sırasında başta bilim ve akademik ilişkiler olmak üzere bir dizi işbirliği belgesi imzalandı. İki bakan görüşmeleri sırasında zaten güçlü olan ikili ilişkilerimizi daha da geliştirmenin yollarını ele alırken, küresel ve bölgesel konulara da değinme fırsatı buldular.  

6 Şubat’ta Türkiye’nin güneydoğusunda iki deprem meydana geldi. Bu ölümcül depremler yaklaşık 110.000 kilometrekarelik bir alanı etkilemiş ve Türkiye’nin 11 ilinde yıkıma yol açarak yaklaşık 13,5 milyon insanı doğrudan etkilemiştir. Türk ulusunun büyük kayıplar yaşadığı bu dönemde Güney Afrika da dahil olmak üzere dünyanın her yerinden insanların bizim insanımızla dayanışma içinde durduğunu gördük.  

Aralarında Güney Afrika’nın da bulunduğu 100’den fazla ülke arama kurtarma ekipleri ve acil yardım gönderdi. Gift of the Givers, Güney Afrika Polis Teşkilatından K9 köpeklerinden oluşan bir ekiple birlikte ilk hafta 33 gönüllüsünü deprem bölgesine göndererek enkaz altından hayat kurtardı. STK’lar, Müslüman topluluklar ve bağış kampanyaları yürüten kiliselerle insani bir bağ kuruldu.  

Kışlık çadırlardan portatif tuvaletlere kadar 180 ton ayni yardımın yanı sıra 10.000 km öteden ülkemize aktarılan 4 milyon R’den fazla bağış için minnettarız. Güney Afrika Sağlık Bakanlığı da 10 ton KKD ekipmanı gönderdi. 

Güney Afrika’nın cömert halkı tarafından gösterilen tüm destek, dayanışma ve şefkat için minnettarız. Şu anda Güney Afrika’dan gönderilen ve Hatay’da geçici ilkokul olarak işlev gören iki büyük çadırımız var. Üzerlerinde ubuntu işareti ve Güney Afrika bayrağı bulunuyor. 

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde, Türkiye-Afrika ilişkilerinin son 20 yılda önemli bir ivme kazandığını duyurmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Cyril Ramaphosa bu yıl Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları marjında verimli görüşmeler gerçekleştirdi.  

Önümüzdeki dönemde bu tür üst düzey temasların sürdürülmesini ve ilk İki Uluslu Komisyonun Türkiye’de toplanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.  

Güney Afrika ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2021 yılında 2 milyar dolar olarak kaydedildi. Ancak 2022 yılında %60’tan fazla artarak 3,3 milyar dolara ulaşmıştır. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek hacimdir. 

Hedefimiz orta vadede ticaret hacmini 5 milyar dolara taşımaktır. Her iki ülkenin de çok daha fazla potansiyele sahip olduğunu ve işbirliği içinde çalışmaya devam edersek bu hedefe kolayca ulaşabileceğimizi görüyoruz.  

Güney Afrika, Türkiye’nin Sahraaltı Afrika’daki en büyük ticaret ortağıdır ve Türk Hava Yolları, Arçelik/ DEFY, ASELSAN, AKSA, SAMPA, ELCAB ve EKINOKS gibi önde gelen Türk şirketleri çeşitli sektörlerde yatırım yapmıştır. Mobilya, bilişim, havacılık, lojistik, enerji ve inşaat gibi sektörlerde Güney Afrika ve SADC pazarlarına girmek amacıyla araştırma yapan Türk şirketlerinin sayısı artmaktadır.  

Afrika kıtası ile eğitim alanındaki bağlarımız da gelişmiştir. Halihazırda 60.000’den fazla Afrikalı öğrenci Türkiye’de burslu olarak yüksek öğrenimlerine devam etmektedir. Güney Afrika’dan 2001-2022 yılları arasında 557 öğrenci Türkiye Bursları (YTB) programına başvurmuştur. Her yıl artan sayıda Güney Afrikalı öğrenci, lisans veya lisansüstü eğitimlerini sürdürmek için tam burs kazanmaktadır ve şu anda 240’tan fazla öğrenci Türk üniversitelerinde (burslu veya burssuz) eğitim görmektedir. 

Türkiye Bursları programının yanı sıra, Türkiye Maarif Vakfı (TMV), 51 ülkede toplam 465 okul işleten ve kâr amacı gütmeyen bir kamu vakfı olarak 2021 yılında Johannesburg’da bir ilkokul açtı. Johannesburg Uluslararası Maarif Okulu, Cape Town’da bir başka okul açma sürecindedir. Pretoria Üniversitesi’nde Türkiye ile ilgili konularda akademik çalışmalar yapmak üzere kurulmuş bir Maarif Türkiye Araştırmaları Merkezi bulunmaktadır.  

Türk Kalkınma İş birliği Ajansı (TİKA) Güney Afrika’yı güney-güney işbirliği kapsamında önemli bir kalkınma ortağı olarak görmektedir. Pretoria ofisinin 2017’de açılmasından bu yana ülkede 60’tan fazla projeyi başarıyla yürüttü. Bu projeler, ülkenin dokuz eyaletinin tamamında eğitim, kadınların güçlendirilmesi, temiz suya erişim, yenilenebilir enerji ve tarım gibi alanlara öncelik veriyor. 

Ayrıca Johannesburg’daki Yunus Emre Enstitüsü ve Türk Kültür Merkezi, kültürel alanda insanların bir araya gelmesine önemli katkılarda bulunuyor. Enstitü, Türkçe dil dersleri, geleneksel Türk sanatı ve el sanatları kursları, Türk film gösterimleri, her iki taraftan entelektüellerle seminerler, Türk mutfağı yemek dersleri ve sanat sergileri sunmaktadır. Türk ulusal yayın kuruluşu TRT, Johannesburg ve Cape Town’un kültürel ve tarihi cazibe merkezlerini Türk halkına tanıtan bir dizi “şehrime hoş geldiniz” bölümünü yayınladı. 

Kültürel işbirliğinin somut bir tezahürü olarak 5 Ekim’de Mall of Africa’da (Gauteng) bir defile gerçekleştirdik. Türk tekstil ve el sanatlarını tanıtmak amacıyla kurulmuş bir kamu kuruluşu olan İzmir Olgunlaşma Enstitüsü, geleneksel el yapımı kostüm ve kumaşları muhteşem bir gösteriyle sergiledi. Bunu Güney Afrikalı ünlü tasarımcı Urban Zulu’nun defilesi izledi. Kültürel eserlerin ortak bir sanatsal çaba bağlamında insanları nasıl bir araya getirebildiğini görmekten büyük mutluluk duyduk.  

Her iki ülke halkı arasında bir bağ oluşturan pek çok ortak nokta var. Güney Afrika televizyon kanallarında yayınlanan Türk dizilerine gösterilen yoğun ilgi ve her yıl İstanbul’a seyahat eden Güney Afrikalı turist sayısının giderek artması bunun en açık göstergesidir. Bu yıl yaşanan depremlerin yol açtığı insani krizle güçlenen mevcut bağı, bu güzel ülkede daha fazla ortak etkinlik düzenleyerek geliştirmek istiyoruz.  

Ayşegül Kandaş Türkiye’nin Güney Afrika Büyükelçisi 

100’üncü kuruluş yıldönümünüzü kutlarız 

Western Cape Hükümeti ve ilimiz vatandaşları adına Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü kuruluş yıldönümünü en içten dileklerimle kutluyorum. Western Cape ve Türkiye birlikte uzun bir yol kat etmiş olup, halklarımızın menfaatlerini ilişkimizin merkezinde tutarak bağlarımızı derinleştirmeye yönelik ortak yolculuğumuza devam edebileceğimizi en içten duygularımla ümit ediyorum. Western Cape, Türkiye’nin barış, refah ve demokrasi değerlerini paylaşmakla birlikte vatandaşlarımıza öncelik verme ihtiyacını karşılıklı olarak takdir ederek iki ayrı bölgenin başarılarının devamını sağlayabiliriz.

Türkiye halkının zorluklar karşısında gösterdiği direnç son derece takdire şayandır ve Western Cape ile sakinlerinin zorlukları kararlılık, haysiyet ve cesaretle ele alma biçimine de yansımaktadır. Western Cape, Türkiye’nin sadık bir ortağı olmaya kararlıdır ve Türkiye halkına müreffeh bir geleceğe doğru ilerlerken en iyi dileklerimi iletiyorum.Tebrik ederim. 

Alan Winde – Western Cape Başkanı 

Türkiye ve Güney Afrika ilişkileri gelişmeye devam ediyor 

Western Cape Eyalet Parlamentosu adına, cumhuriyet olarak 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’ni en içten duygularımızla tebrik ediyoruz. Bu önemli dönüm noktası sadece Türkiye’nin kalıcı ruhunu ve direncini değil, aynı zamanda ilerlemeye, birliğe ve küresel işbirliğine olan bağlılığını da yansıtmaktadır.

Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin 1993 yılında resmen kurulmuş olması ve karşılıklı saygı, ortak çıkarlar ve ortak hedeflerle karakterize edilen güçlü ilişkiler kurmuş olması da ayrıca önemlidir. Western Cape Eyalet Parlamentosu, Türkiye Büyükelçiliği ve Cape Town Başkonsolosu Sinan Yeşildağ ile birkaç yıldır yakın ilişkiler kurmuştur. Bu ilişki, diplomatik ve konsolosluk birimlerimiz arasındaki köklü bağların ve parlamenter diplomasinin öneminin bir kez daha altını çizmektedir. Ayrıca, Türkiye ile Güney Afrika arasındaki bu yakın ilişkiler, tecridin yaşandığı zorlu dönemlerde de son derece belirgindi.

Türkiye, Türk Hava Yolları aracılığıyla Güney Afrikalıların ülkelerine geri gönderilmeleri ve sınır dışı edilmeleri konusunda Güney Afrika’ya yardımcı olmada önemli bir rol oynamıştır. Bu da ortaklığımızın derinliğini ve dayanışma ruhunu ortaya koymuştur. Sahra altı Afrika bölgesinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin önde gelen ticaret ortağı olmaya devam ettiğini vurgulamak kayda değerdir. Bu ilişki, 2019 yılında yaklaşık 1,3 milyar ABD doları ticaret hacmine ve iki ülke arasındaki turizmde güçlü bir artışa sahiptir.

İl parlamentomuz, Şubat 2023’te ülkelerinin doğu bölgesini vuran ölümcül depremin ardından Türkiye ile dayanışma içinde olmuştur. Bu trajik olayda sevdiklerini kaybedenlere bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yüzüncü dönüm noktasını kutlarken, iki ülke arasında daha uzun yıllar verimli bir işbirliği, ortak refah ve kalıcı dostluk bekliyoruz.  

Daylin Mitchell Western Cape Eyalet Parlamentosu Başkanı 

Asırlık bir bağ üzerine inşa ediliyor 

Cape Town’daki ilk Türk Başkonsolosu olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümünü bu güzel Ana Şehir’de Güney Afrikalı dostlarımızla birlikte kutlamaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve onu demokratik ve modern bir yola yönlendiren Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyorum.

Bu, İstanbul’u işgal eden Birinci Dünya Savaşı’nın savaşan ülkelerini mağlup ettikten sonra kurulan ilkeler doğrultusundadır. Bu cesur, genç Osmanlı subayları, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinin ardındaki nedenleri bizzat yaşamış ve anlamışlardır. Aynı hataları yapmamak için, bugün 100. yılına ulaşan yeni Cumhuriyeti kurdular. Bunu da Türk halkına güvenerek ve onları vatandaş olarak onurlandırarak başardılar.

Şu bir gerçek ki, bir asır önce bağımsızlık mücadelesiyle mazlum milletlere ilham kaynağı olan Türkiye, bugün de kalbimizin derinliklerinde yer almaktadır. Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Türkiye, sonraki on yıllarda örnek bir demokrasi kültürüne ve dünyanın ilk 20’si arasında yer alan etkileyici bir ekonomiye sahip bir ülkeye dönüşmüştür.

Türkiye’nin uluslararası alandaki diplomatik çabaları, özellikle Afrika’da yakından izlenmektedir. Yurt içinde ise Türkiye, bölgesinde karşılaştığı çeşitli siyasi ve coğrafi zorluklara rağmen milli birlik ve kardeşliğini korumaktadır. Milli gelirine oranla en fazla insani yardım yapan ülke olarak mazlum, mağdur ve ihtiyaç sahibi herkese yardım eli uzatmaya kararlıyız. Bunu yaparken geçmişlerine, inançlarına ya da sosyal ayrımlarına bakmıyoruz.

Üç yıl önce Cape Town’a ilk Türk Başkonsolosluğunu kurmak üzere geldim. Pandeminin getirdiği tüm zorluklara rağmen, başta Western Cape Başbakanı ve Western Cape Parlamentosu olmak üzere Güney Afrikalı dostlarımızın desteğiyle konsolosluğumuzu şehrin en prestijli yerlerinden birinde açtık.

Bu vesileyle, özellikle Şubat ayında ülkemizde meydana gelen büyük depremlerin ardından depremzedelerimize sağladığınız önemli destek için de hepinize şükranlarımı sunuyorum. Türkçe’de bir atasözü vardır: “Gerçek dost zor zamanda belli olur.” Türkiye’nin Ana Şehir ile olan bağı çok eskilere dayanmaktadır. Bundan 163 yıl önce Osmanlı Sultanı tarafından Cape Town’da görevlendirilen İslam alimi Ebubekir Efendi’nin kurduğu eşsiz bağ sayesinde iki toplum arasında çok özel bir ilişki var.

Bugün Cape Town’da Ebubekir Efendi’nin torunları ve onun renkli mirası ile bu müstesna bağın bir sonucu olarak bir araya gelmiş bulunuyoruz. Ebubekir Efendi’nin torunları 2023 yılında Osmanlı Mirası Vakfı’nı kurarak bu özel bağı daha detaylı anlatmaya başladılar. Cape Town’da 1882 yılında kurulan Osmanlı Kriket Kulübü başarılarıyla bizleri sevindiriyor ve kulübü takip etmeye ve desteklemeye devam ediyoruz. Ayrıca Kuzey Cape’de Güney Afrikalı gençlerin yeni bir okçuluk kulübü kurarak adını “Osmanlı Okçuluk Kulübü” koymaları bizleri onurlandırdı. 

Sinan Yeşildağ T.C. Cape Town Başkonsolosu 

Direnç ve birlik içinde geçen bir asrı kutluyoruz 

Ulusunuzun 29 Ekim 2023’te Cumhuriyet olarak 100. yılını kutlarken, bir an için çıktığınız yolculuğu, karşılaştığınız zorlukları ve Türkiye halkını karakterize eden yılmaz ruhu düşünmek istiyorum. İnsanlık tarihinin büyük gobleninde her ulusun kendine özgü bir hikayesi vardır ve Türkiye’nin hikayesi dayanıklılık, ilerleme ve kalıcı insan ruhunun hikayesidir. Bir asırdır siyasetin, ekonominin, kültürün ve değişen tektonik plakaların karmaşık sularında yol alırken, Doğu ile Batı arasında bir köprü vazifesi gördünüz. 

Bu yüzüncü yıl, ulusunuzun gücünün ve sahip olduğunuz değerlerin bir kanıtıdır. Bununla birlikte, kutlamaların ortasında, kaydedilen en yüksek sayıda depremin yaşandığı bir yılın ve özellikle de Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı olayların neden olduğu keder ve üzüntüyü de paylaşıyorum. Doğal afetler, bu kırılgan gezegenin sakinleri olarak hepimizin birbirimize bağlı olduğumuzu keskin bir şekilde hatırlatıyor. Siyasi, dini ya da milliyet farklılıklarımız ne olursa olsun, bizler her şeyden önce insanız. Ortak insanlığımız en çok bu sıkıntı anlarında parlar. Ve krizle karşı karşıya kaldığımızda, önemli olan sadece bir ulusun temellerinin gücü değil, Türkiye’nin de açıkça gösterdiği gibi halkının şefkati ve empatisidir.

Toplumun her kesiminden bireylerin yurttaşlarına yardım etmek için bir araya geldiğini görmek yüreklendirici. Bu ruhla Survé Philanthropies ve Sekunjalo’nun yardımda bulunması sadece bir arzu değil aynı zamanda asli göreviydi ve bunu yapabilecek imkanlara sahip olduğumuz için minnettarım ve yardımcı olabildiğim için onur duyuyorum.

Sınırlar bizi haritalarda ayırabilir ve farklı kültürler dünyamızı renklendirebilir, ancak hepimizin paylaştığı ortak bir konu var: ortak insanlığımız. Bu, bizi biz yapan, bazen bizi tanımlıyormuş gibi görünen çeşitli yapıların ve bölünmelerin ötesine geçen şeyin özüdür. Bu birleştirici unsur insanlığı olağanüstü kılan şeydir. Üzerine daha iyi bir dünya inşa ettiğimiz temel taş budur.

Küresel bir toplum olarak bizi birbirimize bağlayan bağları sadece zorluklarla karşılaştığımızda değil, aynı zamanda 100. doğum gününüz gibi sevinçli kutlamalarda da hatırlarız. Bu nedenle, bu dönüm noktasını kutlarken, sizin için bir 100 yıl daha dayanıklılık, birlik ve birbirimizdeki insan ruhunu tanıma diliyorum.  

Dr Iqbal Survé – Sekunjalo Yönetim Kurulu Başkanı- Survé Philanthropies Kurucusu 

Türkiye’nin son 100 yıldaki kayda değer başarıları 

1923 yılında dünya, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından ulusların haritası yeniden şekillenirken Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere imparatorlukların dağılmasına tanık oldu. Bu çalkantılı dönemde, modern Türk devleti doğdu ve onun hikayesi sarsılmaz bir esneklik ve boyun eğmez bir kararlılık hikayesidir.

Bu yüzyıl boyunca Türkiye, karmaşık siyasi, ekonomik ve sosyal zeminlerde yol alarak çok yönlü bir yolculuğa çıkmıştır. Burada asıl dikkat çekici olan, bu dönüştürücü süreç boyunca Türk halkının yılmaz ruhunun ve medeniyet özünün sarsılmamış olması ve geleceğe yönelik ilerleme ve büyüme için sağlam bir temel oluşturmasıdır.

Medeniyet değerlerine sadık kalma konusundaki sarsılmaz kararlılık Türk toplumunun özüne işlemiştir. Bu kararlılık, Türkiye’nin ekonomisinin, eğitim sisteminin, maneviyatının ve ülkeyi önemli bir bölgesel ve uluslararası güç olarak konumlandıran siyasi manzarasının yeniden canlanmasını sağlamıştır.

Türkiye’nin yolculuğunun en övgüye değer yönlerinden biri de insani amaçlara olan bağlılığı olmuştur. Türkiye’nin cömertliği sınır tanımıyor ve tüm uluslararası insani yardımların yaklaşık %30’unu temsil eden yaklaşık 8,1 milyar dolarlık katkısıyla dünyanın en hayırsever ülkesi olarak kabul edildi. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Birleşik Krallık gibi ülkeleri geride bırakan bu olağanüstü merhamet düzeyi, empati ve küresel dayanışma konusunda küresel bir örnek teşkil etmektedir.

Bugün Türkiye, özellikle havacılık, savunma ve telekomünikasyon alanlarında olmak üzere teknolojideki ilerlemeleri teşvik ederek bu alanlarda bir güç merkezi haline gelmiştir. Ülkenin uydu fırlatma, insansız hava araçları ve güçlü savunma sanayii alanlarındaki başarıları uluslararası arenada göz ardı edilmemiştir. Aynı zamanda, Türkiye’nin gelişen start-up ekosistemi ve eğitime erişimin artması, inovasyon ve bilgiyi teşvik etme konusundaki kararlılığını göstermektedir.

Türkiye’nin insani katkıları ve Müslüman ve gelişmekte olan dünya için artan önemi dikkate değerdir. Afrika Birliği’ndeki gözlemci statüsü ve BRICS’teki rolü Türkiye’nin gelişen küresel ayak izini vurgulamaktadır. Son yirmi yılda yaşanan ekonomik zorluklara rağmen, Türkiye’nin sanayi sektörü yıllık ortalama %4,4, imalat sektörü ise %4,5’lik üretim artışıyla güçlü bir büyüme sergilemiştir. Otomobil, ev aletleri, tekstil ürünleri ve daha fazlasının üretimi ve ihracatında önemli adımlar atılmıştır. Başta ulaşım olmak üzere altyapıya yapılan önemli yatırımlar da bu ilerlemenin altını çizmektedir.

Türkiye’nin yüzüncü yılına denk gelen Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerini gerçekleştirmiş olması kayda değerdir. Yaklaşık 64 milyon seçmenin iki hafta içinde bir değil iki kez seçime katılması, ülkenin demokratik canlılığını yansıtmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve ötesinde bir istikrar ve demokrasi feneri olarak oynadığı önemli rolün kanıtıdır. Bu başarı, Türk siyasetinin temel taşı ve istikrar sağlayıcı gücü olarak demokrasi ilkelerine değer veren güçlü ve aktif bir vatandaş kitlesini yansıtmaktadır.

Türkiye, yenilenen küresel açılımı doğrultusunda, uluslararası toplumla kardeşlik ilişkileri kurmaya ve özellikle Afrika ile eşitlikçi bağlar geliştirmeye öncelik vermiştir. Son yıllarda Büyükelçi Elif Çomoğlu Ülgen ve Büyükelçi Ayşegül Kandaş öncülüğünde Güney Afrika ile diplomatik bağlar güçlendirilmiştir. Bu elçiler, Afrika’nın sömürge boyunduruğunun karanlık gölgesindeki yaşanmış deneyimlerine tezat oluşturacak şekilde, karşılıklı büyüme ve saygı köprülerinin kurulmasında önemli roller oynamışlardır.

Cape Town’daki Konsolosluğun yakın zamanda açılışı tarihi bir öneme sahiptir. Başkonsolos Sinan Yeşildağ, 1863 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yerel Müslüman topluma adli, eğitimsel ve manevi ihtiyaçlarında yardımcı olmak üzere Cape’e gönderilen Osmanlı elçisi Şeyh Ebubekir Efendi’nin açtığı yolda ilerliyor.

Ebubekir Efendi Cape’teyken canlı bir toplum inşa etmiş ve Afrikaanca dilinin Arap harfleriyle kodlanması da dahil olmak üzere toplumumuzun pek çok yönünü kurumsallaştırmıştır. Sayın Yeşildağ bu mirası sürdürmekte, toplumumuzu ve kurumsal bağları beslemekte ve yerel toplumumuzun gönülden takdirini kazanmaktadır. Ayrıca Şeyh Ebubekir Efendi’nin gelişiyle müjdelenen Cape’teki Türk etkisi üzerine de düşünüyoruz. 1860’lardan 1970’lere kadar Osmanlı etkilerinin Cape Malay kültürüne nasıl asimile edildiğinin belirgin bir sosyal işareti olan Türk kırmızı fesi önemli bir amblem olarak öne çıkıyor.

Eğitim alanında, 1864 yılında ilk kız okulunu açan Şeyh Ebu Bekir’dir. Ayrıca, spor alanında Osmanlı Kriket Kulübü de kültürlerin ve etkilerin birleştiğinin bir kanıtıdır. Son olarak, Türkiye’nin altyapı, sanayi, eğitim ve hayırseverlik alanlarındaki başarılarla dolu yüzyıllık yolculuğu, halkının ruhunu yansıtmaktadır. Zorluklar ortaya çıksa da ülkenin önemli insani rolü ve küresel etkisi yadsınamaz.

Bu önemli dönüm noktasını kutlarken, sadece Türkiye’nin parlak geçmişini onurlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda umut ve liderlikle dolu bir gelecek öngörüyoruz. Awqaf SA adına, azim, kapsayıcılık ve cömertliğin yüzüncü yılını kutlayan Türkiye’yi ve vatandaşlarını yürekten tebrik ediyoruz. 

 Mickaeel Collier CEO Awqaf SA 

 

TÜRKİYE: BİR TURİST CENNETİ  

Antik masalların modern cazibeyle kusursuz bir şekilde harmanlandığı Akdeniz’in kalbinde, gezginleri sayısız harikasını keşfetmeye çağıran büyüleyici bir ülke yatıyor. Unutulmaz bir seyahat deneyimi arayan meraklı ruhlar için mükemmel bir senfoni oluşturan kültürlerin, manzaraların ve geleneklerin nefes kesici bir birleşimi olan Türkiye’ye hoş geldiniz. Türkiye, yeşil ve mavi dağlar ile denizlerin birleştiği, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan eşsiz bir coğrafyadır.

Ülke, kıtaların birleştiği noktada ziyaretçilerine her köşede farklı bir deneyim sunuyor. İster tarih meraklısı ister doğa aşığı ister maceraperest ya da yeni bir bakış açısı arayan bir kâşif olun, Türkiye sizi tamamen büyüleyecek büyüleyici bir deneyim mozaiği sunuyor.

Deniz-kum-güneş turizminden gastronomi turizmine, sürdürülebilir turizmden kültür turizmine kadar çok yönlü tatil deneyimleriyle Türkiye, her zevke hitap ediyor.

Gelin, Doğu’nun Batı’yla buluştuğu bu mükemmel senfoninin bir parçası olun ve Türkiye’nin sizin için ruhunuzun derinliklerine sonsuza dek kazınacak unutulmaz anılardan oluşan bir senfoni bestelemesine izin verin. 

Türk Maarif Vakfı yöntemini öğrenmek 

Türkiye Maarif Vakfı (TMV), yabancı ülkelerde okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitim kurumları kurmak ve sürdürmek amacıyla 2016 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulmuş, kamu yararına çalışan ve kâr amacı gütmeyen bir vakıftır. TMV’nin 51 ülkede 465 okul ve üniversitesi, yaklaşık 50.000 öğrencisi bulunmaktadır. Vakfın itici sloganları şunlardır:  

  • Eğitime değer vermek  
  • Kültürlerin simbiyozu  

Maarif Vakfı Güney Afrika, TMV’nin bir bölümüdür ve Afrika’nın SADC bölgesine hizmet vermektedir. Johannesburg Uluslararası Maarif Okulu (IMS), Cape Town Uluslararası Maarif Okulu ve Pretoria Üniversitesi Maarif Türk Araştırmaları Merkezi’nden oluşmaktadır. “Maarif” eğitim anlamına gelir ve özünde kendini tanıma ve başkalarına saygı duyma yoluyla kendini gerçekleştirme sürecidir. Sürecin kilit unsurlarından biri, öğrencinin öğrenme deneyiminden keyif almasıdır.  

Üç As  

IMS, her öğrencinin hayati önem taşıyan üç As’ı almasını garanti eder:  

  • Dikkat – Her öğrenci özeldir ve özgüven ve sağlıklı bir benlik imajı edinmek için tanınmaya ihtiyaç duyar. 
  • Sevgi – Sevgi ve güven, eğitimci ve öğrenci arasında anlamlı bir bağın temelini oluşturur. 
  • İlerleme – Her öğrenci başarıya açtır. Bir eğitimcinin görevi, her öğrencinin potansiyelini ve ihtiyaçlarını araştırmak ve böylece her öğrencinin başarısı için fırsatlar yaratmaktır. 

IMS’nin vizyonu, dürüstlük, alçakgönüllülük, çalışkanlık, sorumluluk ve çeşitlilik gibi evrensel ve ebedi değerlere dayanan güçlü bir karaktere sahip gençler yetiştirmektir. Bu, tüm insanlarla uyum içinde yaşamak için gereklidir ve kişiyi modern dünyada başarılı bir vatandaşlık için gereken öğrenme, yaşam ve okuryazarlık becerileriyle donatır.  

IMS eğitim markası  

IMS, tüm ulusal Müfredat ve Değerlendirme Politikası Beyanı (CAPS) müfredatında aşağıdakileri vurgulayan STREAM paradigmasına bağlıdır:  

  • Bilim  
  • Teknoloji  
  • Araştırma  
  • Mühendislik  
  • Sanat 
  • Matematik  

Öğrencilerinin sürekli değişen modern dünyaya dengeli ve tam olarak hazırlıklı olmalarını sağlamak için müfredat, sınıf seviyesine göre şunları içerecek şekilde süslenmiştir:  

  • Çeşitli okul dışı faaliyetler  
  • Kodlama ve robotik 
  • Bilgi, teknoloji ve medya okuryazarlığı 
  • Yerli ve Türk geleneksel sanatları 
  • Programlanmış karakter iyileştirme 
  • Sosyal sorumluluk 
  • Küresel temalar  
  • Danışmanlık ve öğrenci sağlıklı yaşam merkezi  

Üst düzey aşama  

Ulusal müfredat beyanındaki program gerekliliklerinde listelenen tüm konular, ana dil olarak İngilizce ve ilk ek dil olarak Afrikaanca ile sunulacaktır. Buna ek olarak IMS, 8. ve 9. sınıflarda kodlama ve robotik derslerini de sunmayı amaçlamaktadır.  

FET Fazı 

Bu aşamadaki eğitim teklifleri zorunlu dersleri içermektedir:  

  • İngilizce (Ana dil) 
  • Afrikanca (Birinci ek dil) 
  • Matematik veya matematik okuryazarlığı 
  • Yaşam yönelimi  

Öğrencilere sunulan seçenekler arasında Fen Bilimleri veya Muhasebe, Yaşam Bilimleri veya İşletme Çalışmaları ve Bilgi Teknolojisi veya Turizm yer almaktadır.  

IMS ayrıca şunları da sunar 

  • Nitelikli ve deneyimli eğitimciler 
  • Modern öğretim ve öğrenim kaynakları  
  • Ters yüz edilmiş sınıflar 
  • 21. yüzyıl öğrenme becerileri seti 
  • Yüksek başarılılar için burslar 
  • Güvenli bir ortam 
  • Türkiye’de ücretsiz yükseköğretim (şartlar ve koşullarla birlikte) 

Yunus Emre Enstitüsü: Türk ve Güney Afrika kültürünü paylaşmak 

Yunus Emre Enstitüsü ve Türk Kültür Merkezi 5 Ekim 2017 tarihinde “Gelin Tanış Olalım” sloganıyla Johannesburg’da kapılarını açtı. Enstitü, Türkiye ve Güney Afrika arasında eğitim, kültür ve sanat alanlarında sağlıklı bir dostluk geliştirmek amacıyla kuruldu. Türkçe dil kursları, geleneksel Türk el sanatları kursları, konferanslar, seminerler, kültürel tanıtım günlerinin yanı sıra yaz okulu programları gibi eğitim fırsatları sunuyor. Enstitü ayrıca, Güney Afrika halkının eğitim olanaklarına katkıda bulunmak amacıyla tamamen finanse edilen Türk bursları da sunuyor.  

Yunus Emre  

Yunus Emre Enstitüsü adını 13. ve 14. yüzyıl Anadolu Türk şairlerinden Yunus Emre’den almıştır. Onun en önemli özelliği insani değerleri, sevgiyi ve toplumsal barışı temsil etmesidir. Bu büyük insan, şiirleriyle sadece Türk dilinin gelişmesine katkıda bulunmakla kalmamış, aynı zamanda evrensel insani değerlere dayanan felsefesini, insanları ortak değerlerle barış ve uyum içinde bir arada yaşamaya teşvik etmek için kullanmıştır. Bunlar din, dil, ırk ayrımı gözetmemeyi gerektiriyordu. Bu temel felsefeyi tüm faaliyetlerinde ve ilgi alanlarında sürdürmek Yunus Emre Enstitüsü’nün belirlediği bir hedeftir. Güney Afrika’daki Yunus Emre Enstitüsü ve Türk Kültür Merkezi aşağıdaki faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır:  

Kültürel etkinlikler ve değişimler  

  • Ülkeler arasındaki dostluğu geliştirmek amacıyla hem Güney Afrika’nın hem de Türkiye’nin önemli milli günleri kutlanmaktadır. 
  • Türkçe, hat, ebru, çini ve seramik sanatı kursları da verilmektedir. 
  • Ağaç dikimleri  
  • Türkiye halkından Güney Afrika halkına büyük bir içtenlikle, 2021 Yunus Emre ve Türk dili yılı kutlamaları çerçevesinde okul öğrencileri yararına ağaç ve meyve fidanları dikildi. 
  • Yunus Emre Dostluk ve Hatıra Ormanları’nın açılışı, Kazakistan Büyükelçisi Kanat Tumiysh, Nelson Mandela’nın torunu Prenses Zenani Mandela-Dlamini, çok sayıda öğrenci ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla Türkiye Büyükelçisi Ayşegül Kandaş tarafından gerçekleştirildi.  
  • Anma yıldönümü konferansları ve seminerleri  

Sergiler  

Johannesburg’daki Yunus Emre Enstitüsü, aralarında hat, ebru ve kum sanatı sergilerinin de bulunduğu çok sayıda Güney Afrika sergisine aktif olarak katılmaktadır. Kültür merkezi, enstitüde bulunan Mandela Konferans Salonu’nda ve enstitü dışında çeşitli mekânlarda çeşitli fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapıyor.  

Film gösterimleri  

Türk ve Güney Afrika mutfağı Enstitü, kültürel etkinliklerde bu iki ülkenin eşsiz mutfağını sergilemek amacıyla çok sayıda Türk ve Güney Afrika yemeği sunmaktadır. Türk mutfağı tanıtıldı ve Türkiye’den bir şefin rehberliğinde yemek pişirme dersleri verildi.  

Sanat kursları  

Okçuluk kursları  

Enstitü, Kemankeş Projesi kapsamında Okçular Vakfı ile ortaklaşa olarak Güney Afrikalıları geleneksel Türk okçuluk sanatıyla tanıştıran bir geleneksel okçuluk kursu başlattı. Proje kapsamında, İstanbul’daki zorlu eğitimlerini tamamlayan sporcular, Yunus Emre Enstitüsü’nde bu amaç için özel olarak inşa edilen sınıflarda uzmanlık dersleri almak üzere kendi ülkelerine dönüyor. 

TİKA: Kalkınma ve işbirliğinde Afrika’nın ortağı 

Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), kurulduğu 1992 yılından bu yana Türkiye ile ortakları arasında kalkınma işbirliği alanında karşılıklı yarar sağlayan ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Dünya çapında 170’ten fazla ülkede çeşitli sektörlerde çok sayıda projeyi başarıyla hayata geçirmiştir.

TİKA, 2017 yılından bu yana Afrika’daki 23 ofisinden biri olan Pretoria Program Koordinasyon Ofisi aracılığıyla Güney Afrika, Esvatini ve Lesotho’da faaliyet göstermektedir. TİKA projeleri, Türkiye’nin engin bilgi birikimi ve uzmanlığının dost ülkelerle adil ve elverişli bir şekilde paylaşılmasını teşvik etmektedir. Bu tür faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sürecinde, sürdürülebilir kalkınma alanında ortak girişimlerin başarıya ulaşmasını garanti altına almak için ortaklarının kendine özgü ihtiyaç ve tercihlerini göz önünde bulundurur.

Türkiye’nin kalkınma işbirliğine yönelik yaklaşımı, yardıma muhtaç kişilere öncelik verilmesine odaklanan, samimi, fedakâr, tarafsız, babacan olmayan, kapsayıcı ve şefkatli nitelikleriyle yaygın olarak kabul görmektedir. Ayrıca, ev sahibi ülkelerin taleplerine ve kalkınma stratejilerine azami saygı gösterilmesini ve bunlara uyum sağlanmasını da vurgular.

Bu nitelikler “Türk Tipi Kalkınma İş birliği Modeli “nin ana ilkelerini ve özünü oluşturmaktadır. TİKA, son yıllarda Afrika ülkelerinin kalkınmasının desteklenmesinde aktif olarak yer almış ve Türkiye’nin kıta ile geliştirdiği güçlü ortaklığın altını çizmiştir.

TİKA’nın kıtadaki faaliyetleri “Afrika’ya Açılım Eylem Planı “nda belirtilen hedeflerle uyumludur. Afrika ile ilişkilerinde hiçbir sömürgecilik yükü taşımayan Türkiye, kıtanın asil ilkelerine ve zengin tarihi mirasına azami özen göstererek, kalkınmada zorluklarla karşılaşan Afrika halklarına tereddütsüz desteğini sunmaktadır. Bu destek, herhangi bir tarafgirlik veya ayrımcılık gözetilmeksizin verilmektedir. TİKA çerçevesinde bu misyon “bir tebessüm için her şey” olarak adlandırılmaktadır.

TİKA, 2005 yılında Addis Ababa’daki ilk ofisinin kurulmasından bu yana Afrika’da 7.000’den fazla kalkınma programını başarıyla uygulamıştır. Bu projeler, sağlık, eğitim, mesleki eğitim, tarım, kadınların güçlendirilmesi ve su ve sanitasyon dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere çok çeşitli sektörleri kapsamaktadır. Mevcut başarı, 2008 yılında Afrika Birliği (AU) tarafından kıtanın stratejik ortağı olarak atanan Türkiye ile kıta arasındaki gelişen ilişkinin dikkate değer bir kanıtıdır.

Güney Afrika ile ilgili olarak, TİKA’nın 2017 yılında Pretoria’da kurduğu ofisten bu yana Güney Afrika’yı güney-güney iş birlikleri bağlamında önemli bir kalkınma ortağı olarak gördüğünü vurgulamak hayati önem taşımaktadır. Güney Afrika’daki ofisin henüz yeni olmasına rağmen, Lesotho, Eswatini, Malawi, Zambiya ve Zimbabve’de gerçekleştirilen 20’den fazla projeye ek olarak Güney Afrika’da 60’tan fazla proje tamamlandı. TİKA, 2023 yılı sonuna kadar Güney Afrika’nın dokuz eyaletinin tamamına ulaşmayı planlıyor. 

100. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun Türkiye! 

Ulusunuzun bağımsızlığının ve ilanının 100. yıldönümü münasebetiyle Türkiye halkını yürekten kutluyorum. Bir asır önce, Türkiye’nin cesur ve vizyoner liderleri, daha sonra modern, bağımsız ve egemen bir ulusun doğuşuna yol açacak bir yolculuğa çıktılar. Atalarınızın mücadeleleri, fedakârlıkları ve kararlılıkları Türkiye’nin bugünkü canlı ve çeşitliliğe sahip ülkesini şekillendirmiştir.

Zengin tarihi boyunca Türkiye, doğu ile batı arasında bir köprü, bir dayanıklılık sembolü ve halkının kalıcı ruhunun bir kanıtı olmuştur. Ulusunuzun kültür, bilim, eğitim ve diplomasiye yaptığı katkılar küresel sahnede silinmez bir iz bırakmıştır. Türkiye ile zengin bir kültürel bağ geçmişine sahip olan Osmanlı Kriket Kulübü’nün tarihi, Türk Müslüman Âlim Ebubekir Efendi’nin öğrencilerinin kulübü kurduğu 1800’lü yıllara kadar uzanıyor.

Bugün, 141 yıl sonra, kulüp Western Cape’teki en eski üçüncü ve Güney Afrika’daki yedinci kriket kulübü olarak gururla ayakta durmaktadır ve Western Cape’teki en güçlü toplum kulüplerinden biridir. Türkiye ile kulübümüz arasındaki bu kültürel bağlar yıllar içinde çeşitli anlamlı etkileşimlerle derinleşmiştir. Örneğin, Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) antrenman ve oyun tesislerimizde çok ihtiyaç duyduğumuz iyileştirmeler için kulübümüze yardım elini uzattı.

Bu yardıma ek olarak, Türkiye’nin Güney Afrika Başkonsolosu, Türkiye’nin Güney Afrika Büyükelçileri, TİKA temsilcileri ve Maarif Vakfı, Diyanet, Erzurum Belediyesi gibi çeşitli devlet dairelerinden yetkililer de dahil olmak üzere Türk hükümetinin çeşitli kesimleriyle sıcak ilişkiler ve verimli etkileşimler kurduk.

Oyuncularımız ve yönetim kurulu üyelerimizden oluşan bir heyetin 2017 yılında Pretoria’daki Türk Büyükelçiliği’nin açılışına katılmak üzere Türkiye Cumhurbaşkanı’ndan davet alması bizi derinden onurlandırdı. Ayrıca, 2022 yılında TİKA sayesinde Osmanlı Kriket Kulübü, Türk milli takımı ve diğer iki yerel kulüp arasında dostluk kriket maçlarına katıldı. 2018 yılında kulübümüzün başkanı, yönetim kurulu başkanı ve saymanı Erzurum Belediye Başkanı’nın onur konuğu oldu.  

Fareed Abrahams   Başkan – Osmanlı Kriket Kulübü 

Büyük Cumhuriyet liderinin vizyonuna sadık kalmak  

Bu yıl, ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere emanet edeceği bir cumhuriyet hayaliyle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını coşkuyla kutlamanın gururunu yaşıyoruz. 29 Ekim 1923, milli birlik ve beraberliğin, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunun inançlı savaşının cumhuriyet yönetimiyle taçlandığı zorlu bir tarihi sürecin sonucudur.

Atatürk, “Ben şafağı ne kadar açık görüyorsam, mazlum milletlerin bağımsızlıklarına kavuşacaklarını da o kadar açık görüyorum… Kalıcı barış isteniyorsa, kitlelerin durumunu iyileştirmek için uluslararası önlemler almak şarttır. İnsanlığın refahı, açlık ve baskının yerini almalıdır… Dünya vatandaşları öyle bir şekilde eğitilmelidir ki, artık kıskançlık, açgözlülük ve intikam duyguları taşımasınlar.” Ayrıca, ulusumuzun geleceğinin gençlerde olduğunu bilen Atatürk, gençlerimizin akıl ve bilim yolundan sapmadan, özgür ve bağımsız yaşama düşüncelerini cumhuriyetimize aktarmalarını istemiştir.

Gençlerimizin çağdaş, düşüncelerini çekinmeden ifade edebilen, sorumluluk duygusu yüksek, sorunlara duyarlı, yeniliklere açık, eleştirel düşünceye sahip, temiz toplum savunucusu bireyler olarak yetiştirilmesinin önemi büyüktür. Bu değerler bugünlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor.

Türkiye’nin gençleri olarak böyle büyük bir liderin vizyonunu takip etmekten gurur duyuyoruz. Güney Afrika’da yaşayan vatansever Türk gençleri olarak, bizi sıcak bir şekilde karşılayan Güney Afrika toplumuna katkıda bulunurken ülkemizi de en iyi şekilde temsil etme idealiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kuruluşumuzdan bu yana birçok sivil toplum girişiminin parçası olduk. Mayıs 2022’de Cape Town Başkonsolosluğumuzla birlikte bir gençlik ve spor günü düzenledik ve Cape Town’daki Türk iş adamlarının bağışlarıyla sağlanan bot ve yağmurlukları dağıttık. Bu girişimden Khayelitsha’daki Baphumelele Çocuk Evi’nde kalan 115 genç ve çocuk yararlandı. Bu yıl yeni projemiz “çocuk başlı evler “i başlattık.  

Türk-Güney Afrika Gençlik Derneği (TURKSAY) 

Vakıf Güney Afrika’daki Osmanlı mirasını koruyor  

Osmanlı Mirası Vakfı, Güney Afrika’daki Türk kültürel mirasını korumayı amaçlamaktadır. Efendi, Paşa ve Bey aileleri Güney Afrika’daki Osmanlı torunlarından sadece bazıları. Hesham Neamatollah Effendi, Muhammed Nathri Effendi ve Faried Manan vakfı temsil ederken, Osmanlı Mirası Vakfı Gençlik Birliği, vakfa hizmet eden Osmanlı torunlarının genç üyeleri tarafından kurulmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu, çeşitlilik içinde birlik ruhuyla Güney Afrika’nın çok kültürlü kimliğine ilham vermiştir. İlk Osmanlı yerleşimcilerinin torunları olan Cape Malayları, Osmanlı, Endonezya ve Afrika etkilerinin zengin karışımını yansıtan benzersiz dil, kültür ve mutfaklarını korumuşlardır. Güney Afrika’daki cami ve türbelerin mimari harikaları Osmanlı mimari mirasının bir kanıtıdır.

Bu yapılar sadece ibadet yerleri değil, aynı zamanda farklı toplumlar arasındaki kalıcı bağları da sembolize etmektedir. Türkiye’de Cumhuriyet Bayramı her yıl 29 Ekim’de kutlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kuruluşunun anıldığı önemli bir ulusal bayramdır. Türkiye halkı için büyük tarihi ve kültürel öneme sahip olan bugün, ülke genelinde çeşitli tören ve etkinliklerle kutlanmaktadır.

Cumhuriyet Bayramı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi olarak ilan edildiği gündür. Modern Türkiye’nin kurucusu olan Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’nun modern, laik ve demokratik bir ulusa dönüştürülmesinde önemli bir rol oynamıştır. O’nun Türkiye’ye yönelik vizyonu laiklik, modernleşme ve ulusal birlik üzerine odaklanmıştır. Kutlamalar genellikle başta Ankara (Türkiye’nin başkenti) ve İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde resmî törenler ve askeri geçitlerle başlar.

Bu etkinlikler Türkiye’nin askeri gücünü ve Cumhuriyet ilkelerini savunma konusundaki kararlılığını sergiler. Atatürk, Batı sömürgeciliğine karşı verdiği mücadelelerle birçok Afrikalı lidere ilham kaynağı olmuştur. Cumhuriyet Bayramı, Türkiye’de büyük bir gurur ve kutlama günüdür ve toplumun her kesiminden insanları ülkelerinin tarihini, kültürünü ve demokrasi ve ilerlemeye olan bağlılıklarını kutlamak üzere bir araya getirmektedir. Osmanlı mirası Güney Afrika’nın kültürel dokusunu zenginleştirmeye devam ederken birlik, hoşgörü ve anlayışı da teşvik etsin.  

Osmanlı Mirası Vakfı  

Osmanlı Okçuluk Kulübü Türk Konsolosluğunu kutluyor  

Türkiye’nin 100. kuruluş yıldönümü münasebetiyle Türk Konsolosluğu’nu en içten dileklerimle kutlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Bu yüzüncü yıl kutlaması, iki ulus arasındaki kalıcı dostluğun ve güçlü bağların bir kanıtıdır ve kutlamalara uzaktan katılmaktan mutluluk duyuyorum.

Kimberley’de ikamet eden biri olarak yıllar içinde Türk kültürüne derin bir hayranlık duydum. Türkiye’nin zengin tarihi, canlı gelenekleri ve sıcak misafirperverliği kalbimde silinmez bir iz bıraktı. İtiraf etmeliyim ki, Türk kültürüne karşı yeni keşfettiğim sevgim, büyüleyici televizyon dizileri “Ertuğrul” ve “Osman “dan büyük ölçüde etkilendi. Bu diziler bizi sadece eğlendirmekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye’nin tarihine ve mirasına derin bir ilgi duymamızı sağladı. Kendimizi Türk kültürüne kaptırmak amacıyla, Kimberley’den ben de dahil olmak üzere bir grup meraklı, Türk yaşamının çeşitli yönlerini keşfetmek için bir yolculuğa çıktı.

Çabalarımızdan biri de bu dizilerde sergilenen olağanüstü okçuluk becerilerinden esinlenerek okçuluk sanatını öğrenmekti. Başlangıçta, bu grup çalışmasının bizi doğal olarak Türk kültürü ve tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmeye ve Türklerin ok ve yayla atış yapma yöntemlerini öğrenmeye yönlendireceğini ummuştuk. Ancak zaman geçtikçe, Türk okçuluk tarzını gerçekten benimsemek için meseleleri kendi elimize almamız gerektiği ortaya çıktı.

Bu vizyonla, kısa bir süre önce Kimberley’de Osmanlı Okçuluk Kulübü’nü kurduğumuzu bildirmekten memnuniyet duyuyorum. Kulübümüz kendini Türk okçuluk geleneğini korumaya ve tanıtmaya adamıştır ve tüm faaliyetlerimizde Türkiye’nin zengin kültürel mirasına öykünmeyi amaçlıyoruz.

Kulübümüzün renkleri kırmızı ve beyazdır ve Türk kültürüne duyduğumuz derin saygıyı simgeleyen Türk bayrağına bir övgüdür. İki ülke arasındaki dostluğun gelişmeye devam etmesi ve Türkiye’nin sunduğu güzel kültürü öğrenmeye ve kutlamaya devam etmemiz dileğiyle.  

Nazlee Apsec Osmanlı Okçuluk Kulübü – Takım Yöneticisi 

Çeviri:Mehmet Bilgin,

Düzenleyen ve Hazırlayan: Serhat Akarsu, Muhammed Mücahid Aytekin

Bir Türk Gencinin Kongo’ya Kadar Devam Eden Muvaffakiyetli Seyahati

Previous article

Sudan ordusu ve rakip paramiliter güç Cidde’de yeni barış görüşmeleri yapıyor

Next article

Comments

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in Çeviri